1. Dünyada Halkla İlişkilerin Gelişimi:
Halkla ilişkiler bir görüşe göre insanlık tarihi kadar eskidir. Örneğin; büyük İskender (M.Ö. 356-358), İran’da Kral Dârâ nın kızıyla evlenmiş , Pers giysileri ile halkın karşısına çıkmış, ordusundaki Makedonyalı subaylarında kendisini örnek almalarını istemiştir. Bu davranış Persler arasında ilgi uyandırmıştır.
Daha sonra tek tanrılı semavi dinler getirdikleri emir ve yasaklar sistemiyle kitlelere yön vermişler, böylece kendi üyelerine bağımsızlık anlamında ümmet sıfatı kazandırarak halkla ilişkilerin ilk örneklerini vermişlerdir. Hz. Musa’nın On Emre dayanan Tevrat’ı , insanları dünya için teşkilatlanmaya yöneltirken, Hz. İsa’nın Hristiyanlığı ahiret korkusu ile insanları kaynaştırmaya çağırmıştır. Hz. Muhammet (s.a.v.) ise İslam dini ile dünya ile ahireti dengelerken, cinsiyet ayırımına dayalı ve kadına hiçbir hak tanımayan cahil bir toplumdan modern toplumun temelini atarak yöneticiliğe dair en önemli örneği göstermiştir.
2. Yirminci Yüzyılda Halkla İlişkiler:
Halkla ilişkilerin gerçek öncüsü 1900 "lü yılların başında gazeteci Ivy LEE olmuştur. 1916 yılında ilk halkla ilişkiler bürosunu kurmuştur. Ivy , basın ile iş çevresini birbirine yaklaştırmaya çalışmış , hazırlanan bültenler ile iş çevreleri ilk kez kamuoyuna seslenme fırsatı bulmuşlardır. Kamuoyu, ücret politikası , arz-talep ve tekeller konusunda aydınlatılmaya başlanmıştır.
Ivy Lee, halkla ilişkiler konusunda ünlü İlkeler Bildirisini yayınlarken özellikle şu konulara değiniyordu:
- Gizliliğe yer yok.
- Reklamla karıştırılmamak.
- Gerçek bilgileri elde etmek.
Burada Lee nin ortaya koymaya çalıştığı iki yenilik söz konusudur:
* İnsan unsurunun göz önüne alınarak işletmelerin insanlaştırılması .
* En iyi bilginin doğru bilgi olduğu.
Çalışmalar sırasında değişik kesimlerden insanlarla karşılaşan Bernays, insanları tanıma fırsatı buldu. Sonunda halkı anlamak için ona yaklaşmak ve aydınlatmak gerektiği kanaatine vardı .
Ünlü Halkla İlişkilerci Bernays’ın deyimlerine dayanarak aşağıdaki Halkla İlişkiler kuralları çıkarılabilir:
* Halkı anlamak için kişisel ilişki ilk koşuldur. Masa başında oturmakla kamuoyu veya ilgilendiğiniz kitleyi anlayamazsınız.
* Hangi kitle ile uğraşacaksanız onu iyice incelemeli ve anlamaya çalışmalısınız. Kendinizi onların yerine koymaya çabalamalısınız.
* Hedef kitleyi iyice inceledikten sonra onu daha ayrıntılı sonuçlarıyla birlikte düşünürüz.
* Müşterilerinizle ustaca bir ilişki kurunuz. Duygularınızın kararlarınızı etkilemesine izin vermeyiniz.
* Olanaklar elverdikçe kişisel ziyaretleri telefon konuşmalarına yeğleyiniz.
* Halkla İlişkiler çabası dolaysız olarak meydana gelmeli ve yaratılan etkiye göre değerlendirilmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder