İki ayrı kişiliğin birbirinden ayrılması üzerine kurulmuş, ülkeler arası ayrılığa benzediği karmaşık bir tablo ele alınmıştır.Öyle ki;İran ın Dün ya ülkeleri üzerinde kapsamlı bir farkı değerlendirilmiştir."Kapalı Kutu" tabiri ile anılan İran ın sosyal yapısını, iletişimin hangi unsurlar üzerinde kurulduğu ,dini inançların çok fazla bir değere sahip olduğu yargısı bu filmde apaçık belirtilmiştir.
Zamanla insanların fikirlerinin yaşadığı çevre koşulları yaşam tarzı hürriyet kavramlarına bağlı olarak değiştiği görülüyor.İnsanların memnun olmadığı veya kişiliğini tam olarak yaşayamadığı ortam; daha önce tek bir beden de birleşen iki kalbi tam ortadan ayırabiliyor veya ayrılığa sürükleyebiliyor.Ve bu ayrılık sonucunda kişilik sorunları beraberinde bunalımı getiriyor.
Bazen gerçekleştirmek isteğimiz amaçlarımız; aslında hiç aklımıza gelmeyen ve oluştuğunda bizi fazlasıyla üzen bir çıkmazın peşinden götürüyor.Tıpkı bir zincirin halkaları gibi; biri koptuğunda diğerleri de yavaş yavaş kopmaya başlıyor..Hatta bu amaçlar hayatı yaşanmaz hale getirmeye başlıyor,daha dramatik bir tabirle hayatı bireye zindan ediyor.Gerçekleştirmek istediğimiz amaçlarımızı belki de biraz olsun zamana bırakmak gerekiyor.Bazı kararlarmız ailemiz ve sevdiklerimizi de düşünerek almamız gerekiyor belki de..
Bu filmde gerçeğin çok yönlü ve taraflı olduğu görünmekte,duygusallığın ve ikilemde kalmanın insana verdiği üzüntü işlenmektedir.Bir tarafta baskıcılığın ve özgür olamamanın etkisiyle Batıyı kurtuluş olarak gören zihniyet,diğer tarafta kendi ülkesini her ne olursa olsun herşeyiyle kabul edip ve bir çok konuda da duygusallığı ile ön plana çıkan karartı bir düşünce...
İletişimin verimsiz hale gelmesinden itibaren kavga üzerine yoğunlaşma hakim oluyor.Bu da bağların kopmasını tetikliyor..Sorumluluk çerçevesinin sadece tek bir kişilik üzerine yüklenildiği görünmekte ve küçük yaşta karar verme aşamasına getirmekle üzerinde aşırı derece de psikolojik baskı uygulanmaktadır.Yalanlarla birlikte güvensizlik yaratan düşünceler küçük bir zihnin karışmasına neden oluyor.Çocuk psikolojisinde dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de, kendi özel yaşamını okul hayatına yansıtması olası bir durum..Örneğin; filmde çocuğun, aile yaşamında gördüğü şiddeti çizdiği resimlere yansıtması gibi..
Filmde parantez açılan noktalardan biri de;İslamiyet ve dini etkiler ,İşte dini kaygılar,gurur,maddi imkansızlıklar,evlilik,çocuklar,suç,ceza,günah gibi kavramların yani yaşamı oluşturan temel oluşumları bu filmde hepsinin gözden geçirildiğini görüyoruz.
Sorunların yasaların uygun gördüğü şekilde çözülebileceği düşüncesi ve tereddütler görüldüğünde yemin edilemeyeceği dini inancı hakim...
İki uçlu bir yalnızlık filmi..Kadının gördüğü yalnızlıkla erkeğin gördüğü yalnızlık eşdeğer değil..Kadın düşüncelerinde yalnız olduğunu anlayıp üzüntü içine saplanıyor. Erkek de daha ciddi meseleler dururken karşı görüşün olmasını anlamlı bulmuyor.. İletişimde çatışmanın somut bir örneği...
Sanki bir köşe kapmaca başlıyor filmde...Kim suçlu,kim haklı bir türlü karar veremezken bir yandan da olayın bize gösterilmeyen yanlarının da verdiği gizemle ahlaki olarak bir hesaplaşma başlatıyor.
Film esasen biraz kadınlar ve onların erkek egemen yaşama ne kadar da boyun eğmek zorunda bırakıldıkları üzerinde ilerliyor.
Filmde mahkemeyi yürüten hakimin gözünden olayı bize göstermesi ile de kararı size bırakıyorum demek ister gibi kullanıyor kamerasını.Seyirciyi her sahnesinde ikiye bölmeye devam etmektedir..
Ve son olarak belli bir hedefimiz varsa, bunu zamanı gelmeden yapmanın kötü sonuçlar doğurabileceğini düşünmeli ve yaşam biçimimiz çevremiz sosyal yapımız her ne konumda olursa olsun huzuru kaçırabileceğini hayatımızın sonunu psikolojik anlamda getireceğini gelecek pahasına geçmişteki tüm yaşanılan güzellikleri kaybedeceğimizi arkamıza baktığımızda kazanmak istediklerimizin yanında aslında kaybedeceklerimizin daha fazla olacağını unutmamalıyız.
29 Aralık 2011 Perşembe
13 Kasım 2011 Pazar
Halkla İlişkiler adı altında TED ler:
Bill Gates
Karşılaşılan bir problemde insanlar genelde geçici ve basit önlemler/çözümler alma yoluna gitmektedirler. Bunun sonucunda problem baştan çözülmüş gibi olsa daha sonra görülür ki ya tam çözülememiş ya da problem daha da ileri seviyeye ulaşmış. Sorunların en temel kaynaklarına inilip kesin ve kalıcı çözümler alınması için gereken aksiyonlarda bulunulmalıdır. Fakat insanoğlu ya çözümü tam olarak bilmiyordur ya da asıl çözüm yoluna gitmek bazılarının işine gelmiyordur. Veya sosyal adaletsizliğin önde olduğu yerlerde ortada bulunan sorun statü olarak önemli addedilen kişilerce önemsenmiyordur. Tüm bu olumsuzlukların ana kaynağı insanların birbirleriyle doğru iletişimi kuramaması ve sinerji oluştaramamasındandır. İnsanlar hep küçük resme bakıp hiçbir zaman büyük resmi görememişler ve neleri kaçırdıklarını bilememişlerdir.
John Wooden
Asla başkasından daha iyi olmaya çalışma,her zaman başkalarından öğren ve olabileceğinin en iyisi olmaya çalışmaktan hiç vazgeçme diyor John Wooden.Bunun bizim kontrolümüzde olduğunu ve üzerinde kontrolümüzün olmadığı şeylere kapılırsak bunu; üzerinde kontolümüzün olduğu şeyleri olumsuz etkileyeceğini savunuyor.Başarı aslında elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmaktır.Bunu yaparak huzura ulaşabileceğimiz ve kişinin öğretmeninin kendisi olduğu kanaatindedir.Asla geç kalma!,Düzgün ve temiz ol!Asla bir takım arkadaşını eleştirme!En önemlisi de sabret!Gençliğin sabırlı olmadığını ve başarısızlığın da büyük bir bölümünü oluşturduğunu ve bunun yanısıra yapacağımız işe inanarak başlamamız gerektiğini savunuyor.
Sunni Brown
Karalama yapmanın kavrayışımızı ve yaratıcı düşünmemizi geliştirdiğini gösteriyor. Bir toplantıda veya herhangi bir
durumda karalama yaparken yakalandığımızda utanmamamız gerekir. Sunni Brown karalama yaparak düşünce
tekniğimizi geliştirebilecegimizi ve yenilikler kazandırabileceğimizi savunuyor.Karalamanın hayatımızdaki yeri ve önemi
oldukça büyük.Akılda kalıcı birikimler sağlamak karalamanın sağladıgı faydalardan birtanesidir.Algılayış ve uygulama
tekniği karalama yapma ile meydana gelmektedir.Gün geçtikçe karalama utanılacak bir durum olarak düşünülse de her
zaman sağlam bilgiler kazandıracagından emin olmak gerekir.
Elizabeth Gilbert
İnsanoğlu sınırlarını kendisi belirleyen, hemen hemen aynı donanımlara sahip olmakla beraber kimisinin çok üst düzeylere çıkıp, kimisinin de norm değerinden bile daha aşağı düşebildiği tek varlıktır evrende. Kimi insanların iddiası yok denecek kadar azdır. Bu kişiler kendilerine günlük hedefler koyup %99 o hedefe ulaşırlar. Kimi insanlar kendilerini geliştirerek ufuklarını genişletir fakat aynı zamanda kanaatkardırlar. Çıkabilecekleri dağı gözlerine kestirirler ve zirveye ulaştıklarında sadece aşağıya sağ salim inip görevlerini bitirebilmeyi amaçlarlar. Ama bir insan türü de var ki; zirvede bulundukları anda aşağıya inmeyi değil karşılarında gördükleri daha büyük dağa nasıl tırmanabilirim hesapları yaparlar. Bunlardan bazıları bu şekilde bir çok dağı aşarak işin duayeni olmuşlardır. Kimileri ise bu yolda heba olmuşlardır. Elizabeth Gilbert kendi çapındaki bir dağa tırmanmış ve kanaatkar davranan türdendir.
Elif Şafak
Varoluşun hissetmekten geldiğini ve hissettiğimiz şeyleri daha çok genişleterek yaşam felsefemizi oluşturabileğimizi ve bunu hikayemize çember oluşturarak aşılamamızı söylüyor.Hayatımızın her dönüm noktasındaki olumsuz noktaları bir çember içine alarak yok edebileceiğimizi savunuyor.
Makaleler:
Halkla İlişkilerin Gücü
Faruk YAZAR
Halkla İlişkiler Uzmanı
Faruk YAZAR
Halkla İlişkiler Uzmanı
Uygulamalı bir sosyal bilim olan halkla ilişkiler, genel olarak anlaşılamama sorunu yaşamaktadır. Halkla İlişkiler disiplini yüz yıllık bir geçmişe sahip olmasına rağmen hala mesleğin tanımlanması ile ilgili tartışmalar devam etmektedir. Edward Bernays’da bu konuya dikkat çekerek, halkla ilişkilerin ne olduğunu ve ne yaptığının tam olarak anlatılamadığını belirtmektedir. Yine halkla ilişkilerin ne olduğunu ve nasıl bir etkinliği temsil ettiğini Bernays’in fikirlerinden yola çıkarak daha iyi anlayabiliriz. Bernays’in önemli ve üzerinde durulmasını gerektiren en önemli husus, onu bir efsane haline getiren yaratıcılığı ve teori ile praksis arasında kurduğu yaratıcı ilişkidir.
Bernays halkla ilişkiler faaliyetlerini bir sosyal bilimler uygulaması olarak görmektedir. Psikoloji ile halkla ilişkiler bağıntısını sürekli vurgulayarak iki yönlü asimetrik modelini bilimsel ikna üzerine kurar. Kitle psikolojisi ve kitle iletişimine büyük önem vererek, insanlar üzerinde etkin olabilecek hassas noktaları başarıyla tespit ederek psikolojinin etkinliğinden yararlanmıştır. Bilimsel verileri hedef kitle ile kurulacak iletişimde yaratıcı bir mesaja dönüştürerek ikna temelli faaliyetlerle öne çıkmaktadır.
Bernays’in temsilciliğini yaptığı iki yönlü asimetrik model, hedef kitleyi kurum ya da firmanın lehine olacak şekilde ikna etme amacını gütmektedir. Bu modelde feedback olmasına rağmen alınan feedback hedef kitleyi kontrol etmek amacını taşımaktadır. Bu modeldeki ikna süreci Freud'çu psikolojinin ikna teorisine dayanmaktaydı.
Bernays’i ilginç kılan en önemli husus, halkla ilişkiler faaliyetleri ile sağladığı yapısal dönüşümlerdir. Örneğin, The Amerikan Tobacco Company için yaptığı kampanya yapısal dönüştürme faaliyeti olarak öne çıkmaktadır. Bernays, kamuya açık yerlerde sigara içilmesini engelleyen yasakların kaldırılması için New York 5. Cadde’de "Özgürlük Yürüyüşü" adı altında kadınları sigara içerek yürütmüş ve sigarayı özgürlükle özdeşleştirmiştir. Sonuçta kadınlar kamuya açık yerlerde sigara içebilmiştir. Kadınların sigara içme nedenlerini araştıran Bernays, bunun erkeklerle eşit statüye sahip olma isteği biçiminde algılandığını tespit ederek sigara içen kadınları New York sokaklarında yürütmüştür. Kadınların yeşil sigara paketlerini elbiseleri ile uyumlu bulmamalarını yeşil rengi moda yaparak çözmeye çalışan Bernays, bunun için bir balo düzenleyerek, kanaat önderlerini etkilemeyi başarmıştır.
İki yönlü asimetrik modelle Bernays, ikna olgusunu derinlemesine kullanmıştır. Kitlesel ikna bu anlamda halkla ilişkilerin toplumu dönüştürme ya da hedef kitlede davranışa yönelik istek oluşturmada önemli bir rol oynamaktadır. Bernays, bunu yaparken kitle psikolojisinin Freud’un lider ile kitle arasındaki ilişkiyi hipnotize eden ile hipnotize olan arasındaki ilişkiye benzeten kitle psikolojisi ve ben analizi geleneğine dayanmaktadır.
Günümüzde halkla ilişkilerin basın bülteni yazmak ya da basınla ilişkiler olarak zannedilmesi konunun ne kadar yüzeysel olarak ele alındığının ve anlaşılmadığının bir göstergesidir. Bernays, halkla ilişkileri sosyal bilimlere dayalı geniş bir uygulama alanı olarak görmektedir. Nitekim Bernays çok çeşitli alanlarda halkla ilişkiler uygulamaları gerçekleştirmiştir: kriz yönetimi, pazarlama amaçlı halkla ilişkiler, propaganda, sanat faaliyetlerinin tanıtım ve organizasyonları gibi pek çok konuda kampanyalar gerçekleştirmiştir.
Bernays, psikolojiden özellikle yararlanmıştır. Kampanyalarını planlarken psikologlara danışarak planlamıştır. Bernays, halkla ilişkilerin hem teorisini hem de uygulama alanlarını geliştirmiş ve sonuçta kamuoyunun ikna edilerek davranışlarının değiştirilebileceğini ispat etmiştir. Bu gelişmeler sosyal bilimlerin gündelik hayatta neleri ikame edip, neleri değiştirebileceği konusunda çok önemli gelişmeler kaydetmiştir.
Bernays’ın halkla ilişkiler faaliyetine konu olacak meselelere derinlemesine yaklaşmıştır. Sorunu bilimsel araştırmalarla ve stratejik enformasyonlarla anlayarak yenilikçi ve yaratıcı çözümler sunmuştur.
İki yönlü asimetrik model her ne kadar teorisyenler tarafından eleştirilse de bu modelin bilimsel ikna temelli motivasyonel iletişim yöntemi toplumsal dönüşüm konusunda ve siyasette oldukça etkili bir modeldir. Bernays iki yönlü asimetrik modelde halkla ilişkiler programlarını belirlerken "Sosyal bedendeki sinirleri doğru yerden bulmaktaydı. Böylelikle doğru tepkiler alıyordu."
Bernays iki yönlü asimetrik modelin yanı sıra iki yönlü simetrik modeli de uygulamıştır. En dikkat çekici halkla ilişkiler faaliyetlerini de iki yönlü asimetrik modele göre planlamıştır. Yaşadığı dönem itibarı ile ikna dolayısıyla propaganda çok popüler ve önemli bir araç olarak kabul ediliyordu. Şimdi her ne kadar hedef kitleye uyarlanmayı ve feedback’e göre konumlanmayı tercih eden yaklaşımlar revaçta olsa da özellikle siyasetin ve küresel firmaların bunu önemsediğini düşünmemiz biraz güç. Sosyal ikna artık daha sofistike manipülasyon araçları ile uygulanmaktadır.
İletişim mesajlarının çok dağınık ve yoğun olması hedef kitle olarak bizlerin nasıl dönüştüğünü karmaşıklaştırmaktadır. Bunda medyatik dilin ve özellikle televizyonun algılarımızı kontrol altına alma çabası büyük rol oynamaktadır.
Sosyal bilimler ve özellikle sosyal psikoloji önümüze kamuoyunu şekillendirmek için çok önemli veriler sunmaktadır. Toplumsal mekanizasyonun işlevi ve motifleri anlaşıldığında bu sistemin kodlarının yeniden programlanabileceği açıktır. Halkla ilişkiler bu anlamda sosyal problemlerin aşılmasında, ekonomik atılımların sağlanmasında toplumsal sinerjiyi oluşturma ve harekete geçirmede önemli roller üstlenebilir. Örneğin halkla ilşkiler mensupları, marka kültürünün zenginleştirilmesi ve yaygınlaştırılması, sanayileşme kültürünün gelişmesi, şehir, ülke lobiciliğinin geliştirilmesi ve sosyal problemlerin aşılması konularında kritik çalışmalar yapabilirler. Halkla ilişkiler bir kültür oluşturabilir, toplumsal sinerjiyi harekete geçirebilir, kamuoyu diplomasisini kullanarak iç ve dış politikaya katkılar sağlayabilir. Halkla ilişkiler bu anlamda yeniden düşünüp gerçekte neleri başarabileceği gösterilmelidir. Bernays bu bağlamda çok önemli bir model olarak karşımızda durmaktadır.
Bernays halkla ilişkiler faaliyetlerini bir sosyal bilimler uygulaması olarak görmektedir. Psikoloji ile halkla ilişkiler bağıntısını sürekli vurgulayarak iki yönlü asimetrik modelini bilimsel ikna üzerine kurar. Kitle psikolojisi ve kitle iletişimine büyük önem vererek, insanlar üzerinde etkin olabilecek hassas noktaları başarıyla tespit ederek psikolojinin etkinliğinden yararlanmıştır. Bilimsel verileri hedef kitle ile kurulacak iletişimde yaratıcı bir mesaja dönüştürerek ikna temelli faaliyetlerle öne çıkmaktadır.
Bernays’in temsilciliğini yaptığı iki yönlü asimetrik model, hedef kitleyi kurum ya da firmanın lehine olacak şekilde ikna etme amacını gütmektedir. Bu modelde feedback olmasına rağmen alınan feedback hedef kitleyi kontrol etmek amacını taşımaktadır. Bu modeldeki ikna süreci Freud'çu psikolojinin ikna teorisine dayanmaktaydı.
Bernays’i ilginç kılan en önemli husus, halkla ilişkiler faaliyetleri ile sağladığı yapısal dönüşümlerdir. Örneğin, The Amerikan Tobacco Company için yaptığı kampanya yapısal dönüştürme faaliyeti olarak öne çıkmaktadır. Bernays, kamuya açık yerlerde sigara içilmesini engelleyen yasakların kaldırılması için New York 5. Cadde’de "Özgürlük Yürüyüşü" adı altında kadınları sigara içerek yürütmüş ve sigarayı özgürlükle özdeşleştirmiştir. Sonuçta kadınlar kamuya açık yerlerde sigara içebilmiştir. Kadınların sigara içme nedenlerini araştıran Bernays, bunun erkeklerle eşit statüye sahip olma isteği biçiminde algılandığını tespit ederek sigara içen kadınları New York sokaklarında yürütmüştür. Kadınların yeşil sigara paketlerini elbiseleri ile uyumlu bulmamalarını yeşil rengi moda yaparak çözmeye çalışan Bernays, bunun için bir balo düzenleyerek, kanaat önderlerini etkilemeyi başarmıştır.
İki yönlü asimetrik modelle Bernays, ikna olgusunu derinlemesine kullanmıştır. Kitlesel ikna bu anlamda halkla ilişkilerin toplumu dönüştürme ya da hedef kitlede davranışa yönelik istek oluşturmada önemli bir rol oynamaktadır. Bernays, bunu yaparken kitle psikolojisinin Freud’un lider ile kitle arasındaki ilişkiyi hipnotize eden ile hipnotize olan arasındaki ilişkiye benzeten kitle psikolojisi ve ben analizi geleneğine dayanmaktadır.
Günümüzde halkla ilişkilerin basın bülteni yazmak ya da basınla ilişkiler olarak zannedilmesi konunun ne kadar yüzeysel olarak ele alındığının ve anlaşılmadığının bir göstergesidir. Bernays, halkla ilişkileri sosyal bilimlere dayalı geniş bir uygulama alanı olarak görmektedir. Nitekim Bernays çok çeşitli alanlarda halkla ilişkiler uygulamaları gerçekleştirmiştir: kriz yönetimi, pazarlama amaçlı halkla ilişkiler, propaganda, sanat faaliyetlerinin tanıtım ve organizasyonları gibi pek çok konuda kampanyalar gerçekleştirmiştir.
Bernays, psikolojiden özellikle yararlanmıştır. Kampanyalarını planlarken psikologlara danışarak planlamıştır. Bernays, halkla ilişkilerin hem teorisini hem de uygulama alanlarını geliştirmiş ve sonuçta kamuoyunun ikna edilerek davranışlarının değiştirilebileceğini ispat etmiştir. Bu gelişmeler sosyal bilimlerin gündelik hayatta neleri ikame edip, neleri değiştirebileceği konusunda çok önemli gelişmeler kaydetmiştir.
Bernays’ın halkla ilişkiler faaliyetine konu olacak meselelere derinlemesine yaklaşmıştır. Sorunu bilimsel araştırmalarla ve stratejik enformasyonlarla anlayarak yenilikçi ve yaratıcı çözümler sunmuştur.
İki yönlü asimetrik model her ne kadar teorisyenler tarafından eleştirilse de bu modelin bilimsel ikna temelli motivasyonel iletişim yöntemi toplumsal dönüşüm konusunda ve siyasette oldukça etkili bir modeldir. Bernays iki yönlü asimetrik modelde halkla ilişkiler programlarını belirlerken "Sosyal bedendeki sinirleri doğru yerden bulmaktaydı. Böylelikle doğru tepkiler alıyordu."
Bernays iki yönlü asimetrik modelin yanı sıra iki yönlü simetrik modeli de uygulamıştır. En dikkat çekici halkla ilişkiler faaliyetlerini de iki yönlü asimetrik modele göre planlamıştır. Yaşadığı dönem itibarı ile ikna dolayısıyla propaganda çok popüler ve önemli bir araç olarak kabul ediliyordu. Şimdi her ne kadar hedef kitleye uyarlanmayı ve feedback’e göre konumlanmayı tercih eden yaklaşımlar revaçta olsa da özellikle siyasetin ve küresel firmaların bunu önemsediğini düşünmemiz biraz güç. Sosyal ikna artık daha sofistike manipülasyon araçları ile uygulanmaktadır.
İletişim mesajlarının çok dağınık ve yoğun olması hedef kitle olarak bizlerin nasıl dönüştüğünü karmaşıklaştırmaktadır. Bunda medyatik dilin ve özellikle televizyonun algılarımızı kontrol altına alma çabası büyük rol oynamaktadır.
Sosyal bilimler ve özellikle sosyal psikoloji önümüze kamuoyunu şekillendirmek için çok önemli veriler sunmaktadır. Toplumsal mekanizasyonun işlevi ve motifleri anlaşıldığında bu sistemin kodlarının yeniden programlanabileceği açıktır. Halkla ilişkiler bu anlamda sosyal problemlerin aşılmasında, ekonomik atılımların sağlanmasında toplumsal sinerjiyi oluşturma ve harekete geçirmede önemli roller üstlenebilir. Örneğin halkla ilşkiler mensupları, marka kültürünün zenginleştirilmesi ve yaygınlaştırılması, sanayileşme kültürünün gelişmesi, şehir, ülke lobiciliğinin geliştirilmesi ve sosyal problemlerin aşılması konularında kritik çalışmalar yapabilirler. Halkla ilişkiler bir kültür oluşturabilir, toplumsal sinerjiyi harekete geçirebilir, kamuoyu diplomasisini kullanarak iç ve dış politikaya katkılar sağlayabilir. Halkla ilişkiler bu anlamda yeniden düşünüp gerçekte neleri başarabileceği gösterilmelidir. Bernays bu bağlamda çok önemli bir model olarak karşımızda durmaktadır.
Halkla İlişkiler nedir,ne değildir? |
Halkla İlişkilerde başarı sağlamanın yolu, halkla ilişkilerin ne olduğunu, ne olmadığını, neden ve nasıl işlediğini bilmekten geçer. Aksi halde, asla doğru ekibi kuramaz, bilinirliği arttırıcı stratejileri oluşturamaz, marka inşasında doğru yolu kurgulayamaz ve en kötüsü de bunları ölçümleyemezsiniz. Halkla ilişkilere ihtiyaç duyuyor olabilirsiniz ya da bu sektöre yeni adım atamış veya yıllardır bu konuya emek vermiş… Halkla İlişkileri anlamadığınız taktirde, asla doğru hizmeti aldığınızdan ya da doğru hizmeti sağladığınızdan emin olamazsınız…
Halkla İlişkilerin Ne Olduğunu ve Ne Olmadığını Öğrenin!
Halkla İlişkiler firmaları ile çalışmaya karar vermiş ya da hali hazırda bir halkla ilişkiler departmanına sahip firmaların pek çoğu, bu alanda hizmet verenlerden ellerinde sanki bir sihirli değnek varmış da bir anda mucizeler gerçekleştirme yetisine sahiplermiş gibi büyük beklentilerin içine girerler. Bu büyük beklentilerinin de değneğin dokunması süreci kadar kısa bir zamanda gerçekleşmesini umarlar. Bu noktadaki çoğu şirketin bir diğer ortak noktası ise markalaşma sürecinde halkla ilişkilere gelene kadar pek çok hayal kırıklığını göğüslemiş ve beklentilerinin karşılığını; reklam, medya satın alması, online pazarlama ve benzeri gibi alanların uzmanlarından alamadıklarını ve son çare olarak kendilerini PR’ın mucizevi kollarına bıraktıklarını söylemesidir. Oysa bilmedikleri: Halkla İlişkilerin bu mucizeyi asla garanti edemeyeceğidir.
Seçtiğiniz çözüm ortağının güçlü bağlantıları olması, sektörü çok iyi tanıması bile böyle bir mucizenin gerçekleşmesi için yeterli değildir. Aksini iddia ediyor ve kısa vadede size güçlü bir marka kaplaması yapacaklarını vaad ediyorlarsa, yalan söylüyorlar demektir! İyi bir Halkla İlişkiler firması ya da bu iş ile uğraşan kişinin marka ihtiyaçlarına göre iletişim planlaması yapması ve bunu da markaya özel kılması gereklidir ki güçlü olduğunu söylediği bağlantılarını, ilişkilerini yıldırmadan hizmet verdiği firma ya da firmalar için kullanabilsin. Tanıdıklarının önemli isimler olması bu tanıdıkların size yarar sağlayacağı anlamına gelmeyeceğini bilmenizde fayda var.
Uzun yıllar halkla İlişkiler sektörüne hizmet vermiş biri olarak altını çizmek istediğim bir diğer konu da halkla İlişkilerin, pazarlamanın hiçbir branşı ile karşılaştırmaması gerektiğidir. PR, reklam değildir! Muhabirler, gazeteciler, editörler hatta blog yazarları sırf biz basıl bülteni gönderiyoruz diye her şeyi bir tarafa bırakarak sizin markanız hakkında yazılar kaleme almaya başlamayacaklar. Dünyanın hemen her yerinde yayıncılar, PR’cıların bülten bombardımanı ile karşı karşıyadırlar. İşte bu yüzden onlara bilgi aktarmakla yükümlüyüz, yayınlanmaya değer bilgiler kaleme almak bunu yaparken de reklam dilinden uzak durmak mecburiyetindeyiz. Eğer yayıncılara saygı gösterir, ev ödevimizi doğru şekilde yapabilir ve yazı işlerinde görev yapmakta olanlara değerli bilgiler sunabilirsek doğru basın kaplaması yapabiliriz. Bu da uzun ve meşakkatli bir süreçtir. İşte büyük sözlerle kısa vadede çözüm sunulamayacak olmasının gerekçesinin nedeni de bu süreçte saklıdır. Eğer anlık patlamalarla ilerlemek istiyorsanız o zaman doğru adresiniz reklam olmalıdır, halkla ilişkiler değil…
Halkla İlişkilerde Kullanılan Araçlar
Ahmet Polatlı
Halkla ilişkiler uzmanları, pazarlamaya ilişkin kararlara ürünün veya hizmetin tüketiciye nasıl ve nerede sunulması gerektiğine ilişkin bilgiler sunarak yardımcı olurlar. Pazarlama karması içinde halkla ilişkiler tanıtım faaliyetleri, hususi 1 takım hadiseler, sergiler vs. düzenleyerek potansiyel tüketicinin dikkatini çekmeyi başararak pazarlamaya yardımcı olur.
Halkla ilişkilerde ,erek kitleyle kontak kurulup,haberleşmenin sağlanabilmesi sebebiyle hem şahsi hem de şahsi olmayan muhtelif araçlardan yararlanılır. Halkla ilişkilerde kullanılan vasıtalar arasında, radyo, televizyon, kitap, gazete, dergi, broşür, el kitapları, afiş, el ilanları, bültenler, yıllıklar, toplantı, sergi, seminer vb. vasıtalar bulunmaktadır. Planlama yapılırken, erek kitleye iletilecek mesajların hangi araçlarla iletileceği önceden belirlenmelidir. Burada esas amaç, erek kitleye mesajların, en dar zamanda, en az maliyetle ve en elverişli hangi araçları kullanarak iletilmesinin belirlenmesidir.
Halkla ilişkiler uygulamalarında kullanılan epey sayıda ve türde vasıta bulunmaktadır. Bununla ile, herhangi 1 işletmenin halkla ilişkiler çalışmaları sırasında, söz konusu araçların tamamının kullanılması gibi 1 mecburiyet bulunmamaktadır. Bu konuda kritik ve uyulması mecburi olan kural, yapılacak uygulamanın bütün yönleriyle (hedef kitle, süre, bütçe, personel vs.) değerlendirilmesi ve vasıta seçiminin, bu epey yönlü değerlendirme sonrasında yapılmasıdır.
A.Yazılı Araçlar:
Yazılı vasıtalar, gazeteler ,basın toplantısı ve basın bülteni,dergiler ve işletme tarafından hazırlanıp yayınlanan vasıtalar olan broşürler ,bültenler, el kitabı,yıllık ,afişler,pankartlar ve el ilanları bi şekilde özetlenebilir.
Haberlerin halkla ilişkiler amaçlı bi şekilde gazete ve dergilerde istenilen kapsamda yayınlanması,hayli karmaşık ve ihtisas gerektiren 1 iştir.Burada en kritik mesele ,gazetenin geleneksel tutumuna ve düzenine halkla ilişkiler biriminin uymak zorunda olmasıdır.Halkla ilişkiler birimleri gazetelere hem takdir yetkisi bırakmalı hem de zorlamalardan kaçınmalıdır.Gazetelerden 1 halkla ilişkiler aracı bi şekilde yararlanmada dikkat edilmesi gereken diğer 1 nokta ise haber niteliği taşıyan mesajların zamanlamasıdır.Gazetelerin halkla ilişkiler aracı bi şekilde sahip oldukları kaliteler dergiler sebebiyle de geçerlidir.Dergilerin hedeflediği kitleler olduğu gibi okuyucuların da tercih ettikleri dergi türleri bulunur.Dergiyi gazeteden ayıran en kritik fark vakit yani 2 yayın arasındaki süredir.
Yazılı ve görüntülü medyaya haber aktarmakta kullanılan en yaygın yöntemlerin başında basın toplantısı ve basın bülteni gelir.Basın toplantısının başından sonuna kadar bütün aşamaları halkla ilişkiler görevlilerinin gözetiminde olmalıdır.Basın toplantısının başarısı alakadar konunun sadece kitle kontak araçlarında mekan almasına değil,kamuoyunda yeterince yankı yapmasına , alaka görmesine bağlıdır.kamuoyunda lazım yankıyı ve ilgiyi göremeyecek olayların basın toplantısına mevzu edilmemesi gerekir.
Kuruluşa ilişkin hadiseler ya da gelişmeler haber niteliği taşıyorsa yazıya dönüştürülerek basın bülteni haline getirilir.Basın bülteni,olayın alakadar kurum tarafından haberleştirilip medyaya dağıtılmasıdır.Basın bültenlerinin hazırlanmasında ve ilgililere yollanmasında yine en büyük vazife halkla ilişkiler birimine düşer.Basın bülteni epey sık kullanılan 1 araçtır.
Bazı durumlarda gazete ve dergilerde makale yayınlamak gerekebilir.Bunlar genellikle yazı,fıkra,köşe yazısı, ufak yorumlar biçiminde olabildiği gibi , okuyucu mektubu biçiminde de düzenlenebilir.
Broşürler ,kurum tarafından hazırlandıkları sebebiyle belirli üstünlükler taşır.Broşürün içeriği tümüyle kuruluşun denetimindedir.Bu yüzden broşürü istenilen şekilde hazırlamak ve süreci baştan sona kontrol altında tutmak mümkündür.Bu, broşürü dergi ve gazetelerden ayıran en kritik farktır.Halkla ilişkiler çalışmalarının anlatılması arasıra daha epey sayıda sayfaya gereksinim gösterebilir.Bu durumda broşür yerine el kitabı hazırlamak gerekir.El kitapları sayfa bi şekilde daha fazladır ve yalın referans kaynağı bi şekilde konuların açıklanmasına yardımcı olur.
Bültenler konuyla alakadar olan kişilerin dikkatlerine sunulan çalışmalardır.Bültenlerin içinde ilgilinin dikkatini çekecek yan bilgilere, aktüel verilere ve olaylara da mekan verilmektedir.Bültenler kuruluşların iç halkla ilişkilerinde sık sık kullanılmaktadır.
Yıllık , kuruluşun 1 sene içinde gerçekleştirmiş olduğu çalışmaları açıklayan ve ansiklopedik bilgiler kapsayan 1 yayın türüdür.Yıllıklar çoğunlukla kurumun fiil çevresi içinde kalan kişilere gönderilir.
Geniş yığınlara öz anlatımla belirli iletiler gönderilmek zorunda kalındığında kullanılan araçlarda biri de afişlerdir.Afişlerde resimle anlatım ön plandadır.yalnız kullanılan kelimeler de resimlerin anlamını tamamlayıcı veya güçlendirici olmalıdır.Bu yüzden afişler son aşama yoğun 1 düşünsel ön hazırlığa gereksinim gösterir.
B.Yayın Araçları:
Yayın araçları denildiğinde ilk akla gelen vasıtalar radyo ve televizyondur.
Radyo, halkla ilişkiler faaliyetlerinde epey sık kullanılan etken araçlardan biridir.Radyonun hemen hemen her programlarından bu konuda yararlanmak mümkündür.Haber bültenleri , sohbetler, açık oturumlar , röportajlar üstelik dar anonslar dahi birer halkla ilişkiler programı mümkün.
Televizyonun söyleneni imaj birlikte güçlendirmesi,görüntüyü ön plana getirip belirli 1 fikir ya da görüşü oluşturmaya yardımcı olması onu daha etken 1 duruma getirmektedir.Radyo sebebiyle söylenenleri televizyon sebebiyle de söylemek doğru olur.
C. Festivaller:
Festival veya şenlik düzenlenmesi ,epey sorunu olan ,yorucu ve koşuşturmayı gerektiren 1 çalışmadır.1 tek kuruluş bu işin altından kolay kolay kalkamaz.Onun sebebiyle belirli kuruluşlar veya kişilerle işbirliği yapılması gerekir.Halkla ilişkiler tekniği içinde muhtelif toplumsal olaylardan yararlanılmaya çalışılır.Bu çeşit hadiseler kritik birer fırsattır.1 kentin kurtuluşu ya da kritik 1 ürünün tanıtımı ve dolayısıyla tüketimi hızlandırmak sebebiyle düzenlenen yöresel düzeydeki festivaller kadar ülke düzeyinde ses getiren kritik sinema, musiki festivalleri halkla ilişkilerle uğraşanlara böyle 1 fırsatı vermektedir.Günümüzde gelişmiş kitle kontak teknolojisi ,gerektiğinde bu çeşit etkinlikleri en ırak yerlere duyurabilmektedir.Bu konuda halkla ilişkiler uzmanlarına büyük vazifeler düşer.
D. Yarışmalar:
Değişik kesimler ya da farklı şahıslar arasında düzenlenen yarışmalar kamuoyunun ilgisini kuruluş üzerine çekmek sebebiyle düşünülmüş entresan yöntemlerden biridir.Yarışmalar herşeyden önce ödüllü olmak zorundadır.Bu ödül hem ilgiyi arttırır hem de yarışmaya daha ciddi 1 görünüm kazandırır.Yarışmalarda amaç daha epey kişinin katılmasını sağlamaktır.Bunun sebebiyle de müsabaka konularının iyi seçilmiş olması gerekir.Yarışmalarla hem yararlı 1 çalışma yapılmış ,belirli 1 mevzu işlenmiş olur hem de kuruluşun tanıtımıyla alakadar kritik 1 adım atılmış olur.Bu tanıtımdan sadece kuruluşun toplumsal çevresi değil eşdeğer zamanda yarışmalara alaka duyan herkes nasibini almaktadır.Kuruluşun toplumsal statüsünün yükselmesinde müsabaka kritik 1 araçtır.
E. Sergiler:
Çizgilerle anlatılan mesajları 1 araya toplayan sergiler son yıllarda hayli sık kullanılan 1 metot haline gelmiştir.Kuruluşları ve onların çalışmalarını tanıtıcı nitelikteki sergiler belirli koşullara uymak zorundadır.Bu şartlar beklenen sonucu elde etmeyi kolaylaştırır.Herşeyden önce sergi anlatmak istediklerini kolayca anlatabilmelidir.imajlar olabildiğince açık olmalıdır.Sergiler yalın 1 anlatım içinde ve bu anlayışa elverişli bi şekilde düzenlenmelidir.Sergileme süreci halkla ilişkiler görevlileri tarafından izlenmeli ve kuruma ya da kurum belleğine aktarılmalıdır.
F. Toplantılar:
Toplantıların konuları kadar toplantıya katılanlar ve olayın kamuoyuna duyurulması da önemlidir.mevzu aktüel olmalı , kritik olmalı ve olabildiğince geniş 1 kitlenin alaka alanına girmelidir.Toplantıların mekan ve vakit seçimine de itina göstermek gerekir.Halkla ilişkiler açısından kritik olan ,toplantının kitle kontak araçlarında mekan alması ,yankı bulması ve alaka çekmesidir.
G. Törenler:
Günümüzde törenler de birer halkla ilişkiler yöntemi olmuştur.Üst seviye devlet yöneticilerinin katılması, ülkenin muhtelif alanlarda ad yapmış kişilerinin törenlere gelmesi ,olayı medyaya aktarmak sebebiyle yeterlidir.Törenler sebebiyle birçok bahane bulunabilir.Kuruluş içi halkla ilişkilerde de 1 vasıta bi şekilde törenlerden yararlanılabilir.Önemli olan , 1 noktayı yakalayıp onu halkla ilişkiler çalışmalarıyla bezemek , süsleyip topluma sunmaktır.Törenler kuruluşlar sebebiyle halkla ilişkiler açısından epey entresan fırsatlar sağlar.Halkla ilişkiler uzmanları hem bu noktaları yakalamalı hem de entresan düzenlemelerle insanların takdirini kazanıp , ilgisini çekebilmelidir.Bu takdir ,hem kuruluşa hem de kuruluşun halkla ilişkiler birimine ait olacaktır.
Hi' de Temel İlkeler:
• Doğru bilgi vermek
• İnandırıcı ve sabırlı olmak
• Dürüstlük ve sorumluluk
• Planlılık ve süreklilik
• Tanımak ve tanıtmak
• Örgüt kültürü ve imajı
• Bütçe ve personel
Hİ Uzmanında aranan Özellikler:
• Halkla İlişkiler Uzmanı, insan ve toplum psikolojisi, sosyolojisi, ekonomi, işletmecilik, hukuk ve genel kültür konularında bilgi sahibi olmalı,
• Etkili yazma, etkili konuşma ve etkili dinleme konularında yetenekli olmalı,
• Yayın ve raporlama konusunda bilgili olmalı,
• Basın, yayın, halkla ilişkiler konusunda bir yüksek okuldan mezun olmalı,
• Gazetecilik konusunda deneyimli olmalı,
• Yaratıcı, araştırıcı ve yenilikçi bir kişiliğe sahip olmalı,
• Zor olmasına karşın işini sevmeli, karışık sorunlara karşı soğukkanlı, hoş görülü ve sabırlı olmalı,
• Önce kendisine sonra başkalarına güvenmeli,
• Halkla İlişkiler uzmanı en az bir yabancı dil bilmeli,
• Karşı tarafı inanç ve ilgi sağlayacak bir dış görünüşe sahip olmalı, temiz ve düzgün giyinmeli,
• Hepsinden önemlisi sevecen, sıcak bir davranış ve güler yüze sahip olmalıdır
• Etkili yazma, etkili konuşma ve etkili dinleme konularında yetenekli olmalı,
• Yayın ve raporlama konusunda bilgili olmalı,
• Basın, yayın, halkla ilişkiler konusunda bir yüksek okuldan mezun olmalı,
• Gazetecilik konusunda deneyimli olmalı,
• Yaratıcı, araştırıcı ve yenilikçi bir kişiliğe sahip olmalı,
• Zor olmasına karşın işini sevmeli, karışık sorunlara karşı soğukkanlı, hoş görülü ve sabırlı olmalı,
• Önce kendisine sonra başkalarına güvenmeli,
• Halkla İlişkiler uzmanı en az bir yabancı dil bilmeli,
• Karşı tarafı inanç ve ilgi sağlayacak bir dış görünüşe sahip olmalı, temiz ve düzgün giyinmeli,
• Hepsinden önemlisi sevecen, sıcak bir davranış ve güler yüze sahip olmalıdır
SPONSORLUK:
Şirketlerin reklam ve tanıtım amacıyla, daha geniş kitlelere ulaşmak için bir etkinlik, organizasyon ya da bir kişiye kaynak
aktarma yoluyla destek verilmesi sponsorluk olarak tanımlanıyor.
Sponsorluğun yapılma nedenlerini şöyle özetlemek mümkün:
* Şirketin ürün ve hizmetlerinin tanıtımının yapılması veya bilinirliğinin arttırılması
* Hedef kitlenin ürün/hizmetler üzerinde deneyim sağlaması.
* Projelere destek vermek.
* Satışlara katkı sağlamak.
* Markalaşma sürecine destek olmak.
En Çok Hangi Alanda Sponsorluk Yapılıyor?Sponsorluk çok farklı alanlarda yapılabilir. Ancak sorun, Türkiye’de ve dünyada
en çok tercih edilen alan olduğunu görüyoruz. Bunun nedeni ise yüksek ve dikkatli takipçi hedef kitlesi ile geniş kitlelere
ulaşabiliyor olunması. Aynı zamanda son dönemde bazı şirketlerin, spesifik hedef kitlerine yönelik konser ve kültür sanat
aktivitelerine sponsorlukları görülüyor.
Halkla İlişkiler in Amaçları:
1. İşletme Açısından İzlenen Amaçlar:
Günümüzde artık halka açılmayan ve onunla bütünleşmeyen işletmelerin uzun
ömürlü olma şansı yoktur. Bu nedenle işletmelerin kendi bünyelerinde
oluşturdukları Halkla İlişkiler politika ve uygulamalarından başta ekonomik içerikli
olmak üzere birçok beklentileri vardır. Bu beklentiler özet olarak şöyle sunulabilir:
a. Özel girişimciliği aşılama.
b. İşletmeyi koruma.
c. Finansal güçlenme.
d. Saygınlık Sağlama.
e. Satış artırma.
f. İş gören bulma.
g. Endüstri ilişkilerini geliştirme.
2. Toplumsal Açıdan İzlenen Amaçlar:
Toplumsal açıdan olaya bakıldığında ise Halkla İlişkilerin amaçları şöyle özetlenebilir:
a. Halkı aydınlatmak.
b. Halkın yönetimle olan ilişkilerinde işlerini kolaylaştırmak.
c. Halkla iş birliği sağlayarak hizmetlerin daha çok çabuk ve kolay görülmesini sağlamak.
d. Halkın; dilek, istek, tavsiye, telkin ve şikayetlerini dinlemek, aksaklıkların giderilmesi için çalışmalar yapmak.
HALKLA İLİŞKİLERİN TARİHSEL GELİŞİMİ.
1. Dünyada Halkla İlişkilerin Gelişimi:
Halkla ilişkiler bir görüşe göre insanlık tarihi kadar eskidir. Örneğin; büyük İskender (M.Ö. 356-358), İran’da Kral Dârâ nın kızıyla evlenmiş , Pers giysileri ile halkın karşısına çıkmış, ordusundaki Makedonyalı subaylarında kendisini örnek almalarını istemiştir. Bu davranış Persler arasında ilgi uyandırmıştır.
Daha sonra tek tanrılı semavi dinler getirdikleri emir ve yasaklar sistemiyle kitlelere yön vermişler, böylece kendi üyelerine bağımsızlık anlamında ümmet sıfatı kazandırarak halkla ilişkilerin ilk örneklerini vermişlerdir. Hz. Musa’nın On Emre dayanan Tevrat’ı , insanları dünya için teşkilatlanmaya yöneltirken, Hz. İsa’nın Hristiyanlığı ahiret korkusu ile insanları kaynaştırmaya çağırmıştır. Hz. Muhammet (s.a.v.) ise İslam dini ile dünya ile ahireti dengelerken, cinsiyet ayırımına dayalı ve kadına hiçbir hak tanımayan cahil bir toplumdan modern toplumun temelini atarak yöneticiliğe dair en önemli örneği göstermiştir.
2. Yirminci Yüzyılda Halkla İlişkiler:
Halkla ilişkilerin gerçek öncüsü 1900 "lü yılların başında gazeteci Ivy LEE olmuştur. 1916 yılında ilk halkla ilişkiler bürosunu kurmuştur. Ivy , basın ile iş çevresini birbirine yaklaştırmaya çalışmış , hazırlanan bültenler ile iş çevreleri ilk kez kamuoyuna seslenme fırsatı bulmuşlardır. Kamuoyu, ücret politikası , arz-talep ve tekeller konusunda aydınlatılmaya başlanmıştır.
Ivy Lee, halkla ilişkiler konusunda ünlü İlkeler Bildirisini yayınlarken özellikle şu konulara değiniyordu:
- Gizliliğe yer yok.
- Reklamla karıştırılmamak.
- Gerçek bilgileri elde etmek.
Burada Lee nin ortaya koymaya çalıştığı iki yenilik söz konusudur:
* İnsan unsurunun göz önüne alınarak işletmelerin insanlaştırılması .
* En iyi bilginin doğru bilgi olduğu.
Çalışmalar sırasında değişik kesimlerden insanlarla karşılaşan Bernays, insanları tanıma fırsatı buldu. Sonunda halkı anlamak için ona yaklaşmak ve aydınlatmak gerektiği kanaatine vardı .
Ünlü Halkla İlişkilerci Bernays’ın deyimlerine dayanarak aşağıdaki Halkla İlişkiler kuralları çıkarılabilir:
* Halkı anlamak için kişisel ilişki ilk koşuldur. Masa başında oturmakla kamuoyu veya ilgilendiğiniz kitleyi anlayamazsınız.
* Hangi kitle ile uğraşacaksanız onu iyice incelemeli ve anlamaya çalışmalısınız. Kendinizi onların yerine koymaya çabalamalısınız.
* Hedef kitleyi iyice inceledikten sonra onu daha ayrıntılı sonuçlarıyla birlikte düşünürüz.
* Müşterilerinizle ustaca bir ilişki kurunuz. Duygularınızın kararlarınızı etkilemesine izin vermeyiniz.
* Olanaklar elverdikçe kişisel ziyaretleri telefon konuşmalarına yeğleyiniz.
* Halkla İlişkiler çabası dolaysız olarak meydana gelmeli ve yaratılan etkiye göre değerlendirilmelidir.
LOBİCİLİK:
Lobicilik, hükümetler tarafından verilen kararları etkileme çalışmasıdır.Bu çalışmalar kanun koyucuları ve memurları etkilemeye yönelik her türlü faaliyeti kapsar.
PROPAGANDA:
Örgütlü olarak inandırma etkinliği; bir düşünceyi savunanların çıkar veya görüşlerine uygun düşecek biçimde ve yandaşlarını çoğaltmak amacıyla insanların tutum ve davranışlarını değiştirme etkinliklerinin tümü.
Propaganda ve Halkla İlişkiler
Propaganda ve halkla ilişkiler, her ikisi de ikna etmeye yönelik çalışmalar yürüten disiplinler olması ve bunun yanında benzer kitleiletişim araçlarını kullanması nedeniyle gerek toplum gerekse bazı uzmanlar tarafından karıştırılan disiplinlerdendir. Oysa amaç ve ilkeler yönünden ayrışırlar. Halkla ilişkiler gerçeği abartarak farklılaştırarak doğru olmayanı yaymak değildir. Abartı ve gerçeği saklama propaganda teknikleri içinde yer alır, hatta etki bırakmak için oldukça fazla kullanılır. Propaganda ikna yoluyla kitleleri etkilemeye çalışırken, halkla ilişkiler açıklama yapıp doğruları söyler. Propaganda tek yönlü, halkla ilişkiler ise çift yönlü bir iletişim uygular.
Propaganda ve Halkla İlişkiler
Propaganda ve halkla ilişkiler, her ikisi de ikna etmeye yönelik çalışmalar yürüten disiplinler olması ve bunun yanında benzer kitle
PAZARLAMA:
İşletmenin amacına ulaşmak için hedef pazarlarda değişimi sağlamak üzere yaptığı inceleme,planlama,uygulama ve kontrol faaliyetleridir.
REKLAM:
Herhangi bir ürün veya fikrin kitle iletişim araçlarında bedel ödenerek kurumsal yolla tanıtılması işidir.Reklam tek yönlü ve asimetrik bir iletişime sahiptir.Hi' de bu süreç karşılıklıdır.
Hİ'de Yönetsel Roller:
-Temsilcilik Rolü
-Liderlik Rolü
-İrtibat Rolü
-Bilgi Toplama Rolü
-Bilgi Dağıtma Rolü
-Sözcülük Rolü
-Girişimcilik Rolü
-Kaynak Dağıtımı Rolü
-Problem Çözücülük Rolü
-Arabuluculuk Rolü
-Liderlik Rolü
-İrtibat Rolü
-Bilgi Toplama Rolü
-Bilgi Dağıtma Rolü
-Sözcülük Rolü
-Girişimcilik Rolü
-Kaynak Dağıtımı Rolü
-Problem Çözücülük Rolü
-Arabuluculuk Rolü
ORGANİZASYON
Organizasyon, ortak bir amaç çerçevesinde kurulmuş, ortak bir çalışma düzenine sahip, kendi performansını yönetebilen toplumsal bir düzen.
Organizasyonların başlıca özellikleri:
-Birden fazla insanlardan oluşur.
-Amaç taşırlar.
-Biçimsel veya biçimsel olmayan özellikleri vardır.
-Çevreleriyle etkileşim içinde olan açık sistemdir.
Amaç ve işlevleri:
-Bilgi verme
-Emretme
-Öğretme
-Etkileme
Organizasyonların başlıca özellikleri:
-Birden fazla insanlardan oluşur.
-Amaç taşırlar.
-Biçimsel veya biçimsel olmayan özellikleri vardır.
-Çevreleriyle etkileşim içinde olan açık sistemdir.
Amaç ve işlevleri:
-Bilgi verme
-Emretme
-Öğretme
-Etkileme
-İkna etme
-Birleştirme
Biçimsel Organizasyon Yapısı ve Biçimsel İletişim Sİstemi
-Bİçimsel görevler ve ilişkiler
-Görev tanımları
-Biçimsel Kurallar
-Amaç
-Politika ve prosedürler
-Ödüllendirme
-Ücretlendirme
-Disiplin
ALGILAMA:
Algılama:Bireylerin çevrelerindeki bilgileri seçmesi, kavraması,düzenlemesi ve yorumlaması sürecidir.
Algılama Sürecindeki Safhalar:
-Nesne
-Farkına varma
-Tanımak(seçmek)
-Yorum
-Tepki
Seçiciliği Etkileyen Faktörler:
-Büyüklük
-Yoğunluk
-Zıtlık
-Hareket
-Tekrar
-Yenilik
İçsel Faktörler:
-Motivasyon
-Öğrenme
-Kişilik
-Hareket
-Tekrar
-Yenilik
Algıda Değişmezlik:
-Büyüklük
-Şekil
-Renk
Sosyal Algılama:
Algılayan ve algılanan kişinin özellikleri ve olayın geçtiği ortam..
İKNA:
İkna Etme:Kişilerin düşünce, davranış ve tutumlarını bizim istediğimiz biçimde ve karşımızdaki bireylerin o andaki istek ve durumuna aykırı bir şekilde etkileme ve değiştirme sürecidir.
İkna Edici İletişim Modelleri:
İnsanları Değiştirmenin iki yolu vardır:
-Güç veya zor kullanarak
-İletişim yoluyla.
İkna-Etkileme:İkna etme açık ve maksatlıdır.(propaganda gibi)Oysa,etkileme daha kapalı,bazen maksatsız ve tipik olarak daha dolaylı olarak gerçekleştirilir.
İletişim
İletişim:Düşüncelerin,fikirlerin ya da bilgilerin; konuşma, yazışma veya simgelerle değişimi ya da taşınmasıdır.
İletişim Fonksiyonları:
-Bilgi Sağlama
-Etkileme ve İkna Etme
-Birleştirme
-Emir verme ve eğitim-öğretim
İletişim Modelleri
-Örgütleme, düzenleme
-Keşfetme ve araştırma
-Tahmin ve değerleme.
Modellerin Kısıtlılık ya da Sınırlılıkları
-İletişim Olgusuna İlişkin tüm değişkenleri içermez.
-Statik ya da durağandır.
-Aşırı basitleştirici özelliğidir.
İletişim Fonksiyonları:
-Bilgi Sağlama
-Etkileme ve İkna Etme
-Birleştirme
-Emir verme ve eğitim-öğretim
İletişim Modelleri
-Örgütleme, düzenleme
-Keşfetme ve araştırma
-Tahmin ve değerleme.
Modellerin Kısıtlılık ya da Sınırlılıkları
-İletişim Olgusuna İlişkin tüm değişkenleri içermez.
-Statik ya da durağandır.
-Aşırı basitleştirici özelliğidir.
Temel Kavramlar ve İdeoloji (Hİ)
Temel Kavramlar:Organizasyon,İlgili Çevreler,Karşılıklı İletişim,Anlayış,Algı,Kabul ve İşbirliği ve Yönetim İşlevi dir.
İdeal Bir Halkla İlişkiler Fonksiyonu
1.Organizasyon ile iç ve dış çevreleri arasındaki ilişkileri ilgilendirir.
2.İşletme yönetimince yürütülen planlı ve sürekli bir programdır.
3.İletişimi var eden kişi ve kurumların tutum ve davranışlarını izler.
4.Örgütsel politikaların ve faaliyetlerin çevreler üzerindeki etkilerini analiz eder.
5.Faaliyet ve politikaları gözden geçirir.
6.Yönetim ve danışmanlık politikası oluşturarak güncel çözümler sunar.
7.Karşılıklı etkileşimi sağlayıp tutum ve davranış değişikliği.
2.İşletme yönetimince yürütülen planlı ve sürekli bir programdır.
3.İletişimi var eden kişi ve kurumların tutum ve davranışlarını izler.
4.Örgütsel politikaların ve faaliyetlerin çevreler üzerindeki etkilerini analiz eder.
5.Faaliyet ve politikaları gözden geçirir.
6.Yönetim ve danışmanlık politikası oluşturarak güncel çözümler sunar.
7.Karşılıklı etkileşimi sağlayıp tutum ve davranış değişikliği.
Rembrandt Harmenszoon van Rijn (15 Temmuz 1606 – 4 Ekim 1669), Hollandalı ressam ve baskı
ustası. Avrupa ve Hollanda sanat tarihinin en önemli ressamlarından biridir. Hollanda'nın ticaret, bilim
ve sanatta atılım yaptığı Hollanda Altın Çağında yaşamıştır. "Işığın ve gölgelerin ressamı" olarak da
anılır.(Klasik Sanatla Modern Sanat arasında bağ kurup davranışlarına yansıtıyor.Kendini iletken
görüyor,saydam buluyor..Empati kurarak bunu eserlerine yansıtıyor..
Halkla İlişkiler(PR) ve Psikoloji İlişkisi Üzerine:
Halkla ilişkiler, çok yönlü ve kurum içerisindeki işlevselliği hiç bitmeyen bir süreci kapsar. Paydaşlarla
iletişimde onları ikna edebilmek için öncelikle kurumsal güven inşası gerekmektedir. Bu noktada, hedef kitlelere
yönelik psikolojik etki ile bir işletme politikası tasarımı önem taşımaktadır. Özellikle Amerika Birleşik
Devletleri’ndeki halkla ilişkiler uygulamaları incelendiğinde, psikoloji ve sosyal psikolojiyle bağlantılar
görülmektedir Çalışmadaki yöntem, halkla ilişkiler ve psikoloji arasındaki yoğun ilişkiyi saptamak amacıyla
yapılan literatür taramasıdır. Halkla ilişkilerin psikolojik tasarım boyutuna odaklanarak bir kurumdaki halkla
ilişkiler fonksiyonu ile sosyal bilimler arasındaki sıkı bağı görmek mesleği anlamak açısından önem taşımaktadır.
Çalışma kapsamında halkla ilişkiler kampanyalarında psikolojik tasarımın çeşitli örnekleri yer almaktadır.
Araştırmanın bulgularına göre, geçmişten günümüze halkla ilişkiler uzmanları ve kurumların halkla ilişkiler
uygulamaları psikolojiden yararlanmaktadır.
iletişimde onları ikna edebilmek için öncelikle kurumsal güven inşası gerekmektedir. Bu noktada, hedef kitlelere
yönelik psikolojik etki ile bir işletme politikası tasarımı önem taşımaktadır. Özellikle Amerika Birleşik
Devletleri’ndeki halkla ilişkiler uygulamaları incelendiğinde, psikoloji ve sosyal psikolojiyle bağlantılar
görülmektedir Çalışmadaki yöntem, halkla ilişkiler ve psikoloji arasındaki yoğun ilişkiyi saptamak amacıyla
yapılan literatür taramasıdır. Halkla ilişkilerin psikolojik tasarım boyutuna odaklanarak bir kurumdaki halkla
ilişkiler fonksiyonu ile sosyal bilimler arasındaki sıkı bağı görmek mesleği anlamak açısından önem taşımaktadır.
Çalışma kapsamında halkla ilişkiler kampanyalarında psikolojik tasarımın çeşitli örnekleri yer almaktadır.
Araştırmanın bulgularına göre, geçmişten günümüze halkla ilişkiler uzmanları ve kurumların halkla ilişkiler
uygulamaları psikolojiden yararlanmaktadır.
Halkla İlişkiler(PR)'in Tanımı
Kuruluşun duyarlı olduğu çevreyi tanıması ve kendini bu çevreye tanıtması amacıyla iletişim tekniklerinin
planlı ve programlı bir biçimde iki yönlü olarak yönetim felsefesine dayandırılarak uygulanmasıdır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)